Sosyal Medya

Makale

Ä°ktidar tenkit edilir amaÂ…

İktidarı kim tenkit edemez, hep över, toz kondurmaz, daha doğrusu bu pozisyonu devamlı göz önüne koyar ve korumaya çalışır?

Sanırım böyle bir tavır ve davranış iktidardan kendisi veya grubu adına menfaatlenen ve bu menfaati korumak ve büyütmek isteyen kimselere aittir.

Benim böyle bir meselem, iktidardan şahsım veya yakınlarım için bir menfaat talebim olmadığı için gerektiğinde tenkit de ederim, ettiğim de olmuştur.

Samimi ve yapıcı tenkit iktidarı desteklemek demektir, ülke/kamu menfaatini önde tutmak demektir, iktidara ve kamuya en büyük zararı verenler, şahsi menfaatleri için hatalara göz yuman; işi gücü yalakalık ve yağcılık olanlardır.

Åžimdi “ama…” ya gelelim:

Eğer iktidarın bir hatası, bir kusuru, bunun kaynaklandığı sorumlu merkez ile görüşerek, onların da açıklamalarını aldıktan sonra doğrudan kendilerini uyararak ve doğru olanı söyleyerek düzeltilebiliyorsa önce bunun denenmesi gerekir.

Tenkit iyi niyetli, yapıcı ve bu niteliklere uygun üslupta olmalıdır. Muhalefetin kötüye kullanacağı usulsüz tenkitler kale alınmaz, her ne pahasına olursa olsun savunmaya geçilir.

Tenkit yalnızca hatalı ve kusurlu olanı seçip ilan etmekle olmaz; iyi, doğru, faydalı olanı da dile getirmek, takdir ve teşvik etmek gerekir.

“Hata, eksik, kusur” kavramı da önemlidir. Önce bunda anlaÅŸmak gerekir. Mesela muhalefete ve muhalif yazarlara göre iktidarın “doÄŸru, faydalı, eksiksiz” olan hiçbir kararı ve icraatı yoktur.

Ayrıca ictihad, görüş, deÄŸerlendirme… farklarına dayalı olarak da hata deÄŸerlendirmesi farklı olabilir. Birilerinin görüşlerini iktidarın devamlı kendi görüşlü ile deÄŸiÅŸtirmesini beklemek de doÄŸru deÄŸildir. Ä°ktidar ehli ile istiÅŸareden, gerekli araÅŸtırma ve incelemeleri yaptıktan sonra kararını alır ve uygular; doÄŸru söze kulak vermemiÅŸ ise, hatada ısrar etmiÅŸ ise, zarar vermiÅŸ ise seçimde hesabı görülür ve bedelini öder.

“Çizmeden yukarı çıkma” sözü meÅŸhurdur. Bu sözün hikayesine göre bir çizmeci, bir ressamın sergisini gezerken atının yanında duran bir süvariye takılmış ve tenkit etmeye baÅŸlamış, ressam onu çizmenin sonuna kadar dikkatle dinlemiÅŸ ve not almış, çizmeci pantolon konusuna geçince ressam, “Sen çizmeyi aÅŸma,  bu senin uzmanlık alanın deÄŸil” demiÅŸ.

Şimdi bakıyorum köşe yazarlarının çoğunun bilmedikleri konu/alan, fikir yürütmedikleri bir mesele yok. Aslında bilmedikleri, yanlış bildikleri, haklı olmadıkları tenkitlerinde hatalı olan, kendisini düzeltmesi gereken kimdir? İnsanın haddini bilmesi ona en çok yakışan erdem değil midir?

Evet, iktidar öven, yeren, tenkit eden herkesi mümkün oluÄŸu kadar dinlemelidir, ama her esen yele göre yön deÄŸiÅŸtirmesi ondan beklenemez. Tenkitleri deÄŸerlendirmeli, övenlerden çok samimi eleÅŸtiride bulunanlara kulak ve deÄŸer vermeli,  doÄŸru ve uygun olduÄŸu apaçık düşünce ve tekliflere de uymalıdır.

Ben referandumdan önce bir yazı yazmıştım, tıpkı “örtülü sigara” baÅŸlıklı yazım gibi bunu da maksadımın dışına çekerek eleÅŸtirenler, hatta hakaret edenler oldu. O yazımda özet olarak ÅŸunu demiÅŸtim: Bir inancı, bir davası olan insanların bir iktidarı desteklemelerinin ölçütü, o iktidar ile dava arasındaki iliÅŸkidir. EÄŸer iktidar -davanın sahibi olmasa da- baÅŸarıya ulaÅŸması bakımından elveriÅŸli ise ve herkesin (baÅŸka inanç, dava ve hedef sahiplerinin de) içinde oldukları gemiyi tehlikeye sokmuyorsa desteklenir, deÄŸilse desteklenmez.

Fıkıhta, “Vacip olanı tamamlayan, vacibin yerine getirilmesine yardımcı olan ÅŸey de vaciptir” diye bir kural vardır. O yazımda bu kurala da atıfta bulunmuÅŸtum.

Yine aynı noktada duruyorum.

kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.